by
13:31
0
yorum
Altın Küre Ödülleri
girls
Golden Globe 2014
Jennifer Lawrence
Kırmızı Halı
Leaonarda DiCaprio
lena dunham
Lupita Nyong'O
makyaj
moda
Yüzünü kırmızı halıda ilk kez gördüğüm insanlar, adlarını ömrü hayatımda o an işittiğim markalar ve bilmem kaçıncı yüzyıldan kalma perdeleri andıran kıyafetler hakkında ahkam kesecek kadar genel kültürüm olmadığı için bir ''Feşın Bılogır Golden Globe Awards 2014'' yazısı olmadığı konusunda baştan uyarmak isterim sevgili okur.
Bu blogun müsebbibi olan keyfimin kahyası nedeni ile gözüme ilişen, hali hazırda beğendiklerim listesinde yer alan ve elbette ''inşallah canım yaa'' diyebileceğim birkaç ayrıntıya parmak basmak istedim.
Sevgili memleketimde, neredeyse kimseciklerin haberi yokken izlemeye başlayıp, eşe dosta övmelere doyamadağım ''Girls'' fanatikliğimi bilmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. Tam da bu sebeple olacak ki, hikayenin herşeyi Lena'mın, törene markasını asla bilmediğim ve ilgilenmediğim bu sarı elbiseyle katılması beni hiç şaşırtmadı. Bütün gece twitter hesapları yoluyla, ''ayy bu ne biçim elbise Lena'' diye saydıran hanım kızlarımız olayı çook yanlış anlamış. Baştan başlamalarını tavsiye ederim. It's all about being Lena Dunham girls!
Ergen kahramanımız Jennifer Lawrence ise annesinin evinde bulduğu, Kosla ile beyazlatılmış tülleri dolamış orasına burasına, düşmüş kırmızı halının ortasına diyebiliyorum sadece. Sosyal medya kendisinin durumu ile yakından ilgilendiği için kısa kesmekte fayda var sanırsam.
Tavrına tarzına ayrı hayran olduğum, modellik mesleğini bu ülkede layıkıyla yapan, dönerci açılışlarında mesleğini yerle bir etmeyen pek sevgili Didem Soydan, orada olan biteni bizlere aktarmak adına!?, memleketimizi temsilen!? katıldı organizasyona. Heyecan yapmış, merakla beklemiştim nasıl bir sonuç çıkacağını ortaya. Üzülerek belirtmek isterim ki, az sonra Günay'da sahne alacak bir Petek Dinçöz gördüm adeta. Halbuki kendine has tavrı ve tarzı ile oraların tozunu attırabileceğimden hiç şüphem yoktu, kaldı ümidim başka bir bahara.
Adet yerini bulsun, sevenler kavuşssun dersek, illa bir ''gecenin şıkı'' seçeceksek adının Lupita Nyong'O olduğunu öğrendiğim hanfendinin giymiş olduğu kırmızı elbise, kendisinin saç, makyaj ve aksesuar seçimleriyle ortaya on numara beş yıldız bir tablo çıkarmıştı. Makyaj yapmak ile boya-badana arasındaki ilişkiyi karıştırıp geceye katılan hanımlara selam ederim bu vesileyle.
Dünya gözüyle, Leonardo DiCaprio'nun, şeytanın bacağını kırıp en nihayetinde ödül aldığını görebilmek ve seromoni öncesinde kırmızı halıya su basması gecenin en flash olaylarıydı kanımca.
Elbetteki bütün bu aksaklıklara, rüküşlüklere ve güzelliklere rağmen, günler geceler, zaman zaman aylar süren emeklerin karşılıksız kalmaması ve ödüllendirilmesi işin en önemli kısmıydı. Her zamanki gibi oldukça başarılı yapımlar, oyuncular ve teknik eikip hak ettiği alkışı topladı. Biz faniler de ekranları başında, uykusuz kalarak, kah çekirdek çitleyip, kah hasetlenip bir töreni daha layıkıyla bitirmiş olduk.
Gecenin kazananlarının tam listesini neredeyse bizim bakkal amca dahi, dükkanın camına astığına göre benim buralarada paylaşmama gerek yok diyor, hepinizi öpüyorum.
''.''
0 yorum:
Yorum Gönder