Beğenilmek, takdir görmek, iltifat almak, onaylanmak... Bunlar gibi direkt olarak insan egosuna hizmet eden kavramları içerisinde barındıran bir oluşumun, bu derece hayatımıza etki etmesine elbette şaşırmıyorum. Bahsettiğim, günlük hayatımızın bir parçası haline gelen, birçoğumuzun sabah gözünü açar açmaz dahil olduğu, kimimiz için sadece bir hobi, kimimiz için ekmek kapısı, kimimiz içinse iltifat ve tebrik toplama merkezi olan Sosyal Medya gerçeği...
Özellikle son yıllarda, Facebook, Twitter, Instagram birer uygulama olmaktan çıkıp elimiz ayağımız olmuş vaziyette. Facebook her ne kadar eski popülaretisini yitirmiş olsa da Twitter ve Instagram'ın sosyalleşme amacından ziyade ciddi manada ticaret kapısı haline geldiğini görebiliyoruz.
Twitter üzerinden paylaştıkları aforizmalarıyla geniş kitlelere sesini duyurup ''ünlü'' olanlar ve Instagram'ın meşhuuur ''sayfama beklerim'' topluluğu... Bu sayede para kazanıp, geçimini sağlayan insan sayısı her geçen gün artmakta. Bu zincirin bir diğer ve önemli halkası ise blog ve blogger dünyası..
Eminim birçoğunun sadece günlük hayatından detaylar paylaşmak ya da sadece can sıkıntısını geçirmek amacıyla adım attığı bu dünya, son yıllarda bambaşka bir boyut kazanmakta. Yukarıda da bahsettiğim gibi sosyal medyaya gün geçtikçe artan ilgi, bloggerların takipçi sayılarına da oldukça olumlu bir şekilde yansımakta. İş öyle noktalara gelmiş vaziyetteki, markalar ürünlerinin ya da mekanlarının tanıtımı için herşeyi feda etmeye hazır haldeler. Örneğin, tanıtılsın diye hediye gönderilen elbiseler, takılar, kozmetik ürünler hatta topluca getirilen herşey dahil tatiller...
Benim bütün bunlara dair en çok dikkatimi çeken hatta bu yazıyı yazmama vesile olan şey ise, senin, benim, hepimizin bu olup bitenlere vermiş olduğu tepkiler. Öncelikle şunu söylemeliyim ki ben de, en az sizler kadar bir sosyal medya bağımlısıyım hatta ciddi bir Instagram fanatiğiyim diyebilirim. Yani öyle havadan atıp tutmuyorum, gözlemlediğim, tanık olduğum durumlardan bahsetmek istiyorum.
Şimdi, bu blogger kızlarımızın Instagram hesaplarında tanıttığı, işte demin bahsettiğim elbiseler, takılar, ayakkabılar vs. vs. ilk başlarda takipçilerinden ''ayy bebeğim çook yakışmış'', ''ayy ne kadar şık olmuşssun'', ''harikasın yaaa, ne kadara aldın'' ''ayy hemen almam lazım'' tadında yorumlar ve geri dönüşler almaktaydı. Ancak iş zamanla çığrından çıkıp, bu takipçiler asgari ücret için masa başında sabah sekiz akşam beş ter dökerken, o blogger kızlarımız da, etkinlikten etkinliğe, otellerden otellere koştururken durum birden ''vaaay be hayat sana güzel'', ''ohh valla bütün gün gez'', ''bu değirmenin suyu nerden geliyor'', ''bu ne yaa bende blogger olucam'' seviyesine gelmiş durumda.
Bu yorumlar benim de takip ettiğim birçok hesapta o kadar çok karşıma çıkmaya başladı ki, hatta okudukça o kadar eğlenmeye, bu yorumlara verilen ''ama ben bu GÜNLERE gelmek için çok çalıştım'' cevaplarına öyle gülmeye başladım ki kayıtsız kalamayıp bir iki satır yazmak istedim.
Millet olarak bir kişiyi, olayı ne bileyim bir mekanı ya da ürünü abartıp bir anda baş tacı etmeye, ona haketmediği kadar çok vermeye-verdirtmeye, hevesimiz geçtikten sonra da elimizin tersiyle itmeye o kadar meraklıyız ki, bu alışkanlığımızı bu platform üzerinde de uygulamak için el birliğiyle çalışmaktayız.
Önceleri, adeta televizyondan ya da magazin dünyasından hayran olunan bir ünlü gibi görüp, her giydiğini, yediğini takdir ettiğimiz insanların bir süre sonra tabiri caizse gözümüze batması, biz üç kuruşun hesabını yaparken, daha birçoğumuzun parmağının ucu bile denize değmemişken, bu arkadaşlarımızın bizleri hergün bir başka otelin plajından selamlamaları, reklam yapmaları ufaktan kanımıza dokunmaya başladı sanki he sevgili SEYİRCİLER?
Haydi hepinize iyi tatiller...
Unutmadan Notu : Çoook sevdiğim, yazdıklarına ve yaptıklarına hayran olduğum, takdir ettiğim birçok blogger ya da sosyal medya mensubu arkadaşımın ne demek istediğimi anlayacağından ve asla üstlerine alınmayacağından hiç şüphem olmadığı için bu yazıyı gönül rahatlığıyla yazdım. Öpering!
^.^
0 yorum:
Yorum Gönder